Türkiye'de 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler, mesafeli satışlarda (internet, telefon vb. üzerinden yapılan satışlar) tüketicilere 14 gün içinde cayma hakkı tanımaktadır. Bu hak, tüketiciye hiçbir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin ürünü iade etme imkanı sunar.
Ancak bazı ürün ve hizmetler bu cayma hakkının kapsamı dışındadır.
Belirli bir mağazanın veya ürünün iade politikasını öğrenmek için, ilgili satıcının web sitesini ziyaret etmeniz veya müşteri hizmetleriyle iletişime geçmeniz en doğru yöntem olacaktır.
Türk Ticaret Kanunu (TTK), özellikle tacirler arasındaki ticari satışlar ve ayıplı mallardan doğan sorumluluklar konusunda özel düzenlemeler içerir. Ancak, genel anlamda "ürün iadesi" denildiğinde, bireysel tüketicilerin hakları genellikle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında ele alınır.
TTK'daki "ürün iadesi" şartları, daha çok ayıplı malın ticari bir satışta ortaya çıkması durumuna ve tacirlerin birbirlerine karşı olan sorumluluklarına odaklanır. Bu düzenlemeler, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'daki tüketicinin cayma hakkı veya sebepsiz iade hakkından oldukça farklıdır.
İşte Türk Ticaret Kanunu'na göre ticari satışlarda ayıplı ürünle ilgili temel şartlar:
Türk Ticaret Kanunu, ticari satışlarda alıcıya malı inceleme ve ayıbı bildirme yükümlülüğü getirir. Bu, tacirlerin basiretli bir iş adamı gibi davranma ilkesiyle ilgilidir.
Önemli Not: Bu süreler, malın alıcıya teslim edildiği tarihten itibaren başlar. Eğer satıcı, ayıbı bilerek ve kasten gizlemişse veya ağır kusurlu ise, alıcı bu sürelere tabi olmaz ve zamanaşımı süresi daha uzun olabilir.
Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek, sözleşmeyi feshetmek veya sözleşmeden dönmek amacıyla yapılacak ihbar veya ihtarların geçerli olması için belirli şekil şartları aranabilir. Ancak Yargıtay kararlarında bu konuya ilişkin farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kararlarda ayıp ihbarının noter kanalıyla veya iadeli taahhütlü mektupla yapılması gerektiği belirtilirken, bazı kararlarda tacirler arasında dahi şekle tabi olmadığı savunulmaktadır.
Genel olarak, ispat kolaylığı açısından yazılı ve teyit edilebilir bir yöntemle (örneğin iadeli taahhütlü mektup, noter ihtarnamesi, e-posta teyitli) bildirim yapılması tavsiye edilir.
TTK m. 23, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde, bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağını belirtir. Bu bağlamda, TBK'nın ayıba karşı tekeffül (garanti) hükümleri devreye girer.
TBK'ya göre ayıplı malda alıcının seçimlik hakları şunlardır:
Alıcı, bu haklardan birini seçebilir. Ayrıca, genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da saklıdır.
Ayıptan doğan sorumlulukta zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu'na göre, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıldır. Ancak, satıcı ayıbı ağır kusurlu olarak gizlemişse, bu iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
Sonuç olarak, Türk Ticaret Kanunu'na göre bir ürünün "iadesi" daha çok ayıplı malın düzeltilmesi veya bedelinin indirilmesi gibi seçimlik haklar çerçevesinde gerçekleşir ve bu hakların kullanılabilmesi için alıcının (tacir) belirli süreler içinde ayıbı satıcıya bildirme yükümlülüğü bulunur. Tüketicilerin "iade politikası" ile ilgili hakları ise genellikle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmelidir